26 Aralık 2014 Cuma

25. Hafta (12.12.2014)

Biliyormusun oğlum bugün bizim için çok özel bir gün...
 
Bugün babanla bizim birbirimizi sevdiğimizi itiraf edip, ömür boyu birlikte olma kararı aldığımız gün .
 
Tam 13. sene önceydi. Bugün baban benimle konuştu, bir ömür benimle ol dedi. Başta korktum ya aramız bozulursa onu kaybedersem diye. Öyle birşey olmayacak dedi. O ne dese inanırdım zaten. Yine öyle yaptım. Ve uzun yılları geride bıraktık işte.. Bak şimdi bir oğlumuz oluyor yani sen.:)
 
Değmeyin keyfimize.. En kötü günümüz böyle olsun, Her yeni gün bize ailemize uğur, huzur, sağlık getirsin. Aşkımız zaten bir ömür yetecek kadar var hepte öyle olacak..
 
Sana gelelim. Büyüyorsun. Büyüdüğünü artık karnımın aldığı şekillerden anlıyoruz.
Mesela doğrulurken göbeğim üçgen gibi öne doğru uzuyor. göbek değilim hemen altında yerini aldığını anlıyoruz. Sen neredeysen göbeğim o yana doğru yamuluyor. Azıcık senden bahsedilince tekmelerini yumruklarını savuruyorsun. O kadar hareketlisin ki.Doğduguğunda sana nasıl yetişeceğiz diye konuşuyoruz. şimdi elin kolun bağlı bir yere gidemiyorsun.
 
Sistemli bir şekilde tekmelerini hissedebiliyor hatta görebiliyoruz. Akşamlarımızın en büyük eğlencesi oldun. şimdi vuracakmı? Neresiyle vurdu ooo bu da nesi.. yaa oraya vurma ama :) şeklinde geçiyor.
 
Pazartesi biraz tansiyon sorunu yaşadım. Büyük tansiyonum 6ya kadar düştü. İşyerinde gözümün karardığını hissettim. Selin teyzen yüzümdeki renk değişimini farketmiş. Hemen hemşireyi çağırmaya koştu. Şiddetli bir mide bulantım başladı. Tüm gücümü toplayıp birde yüzümü yıkarım diye lavobaya yöneldim.2-3 metre yürüyebildim ve sansıma bulduğum boş sandalyeye yığıldım. hemşiremiz gelip tansiyonumu 3. seferde ölçmeyi başardı. Selin teyzen bir tuzlu ayran getirdi. Özgür teyzen işe dalmış farkedince bembeyaz halimi oda şaşırdı. 1 saat kadar revirde keyif yapmak zorunda kaldım. Telefonumu bile vermedi hemşiremiz, babanıda arayamadım.
 
2-3 saat sonra arayınca da azarı yedim haliyle.. Neden haber vermemişim , gelip alacakmış beni şimdi.
 
Nitekim bir şeyim yokmuş normalmiş, olabilirmiş kan akışına engel baskılar yapıyormış böyle değişimleri.
 
Bu hafta ciddi mide yanması sorunum var. Yağlı birşey yiyemiyorum, yemiyorum. Ama ne yediğim önemli değil su bile içsem yanıyor, acıyor. Doktorumuzun verdiği şurubu kullanamıyorum. Tablet olandan alsam iyi olacak.
 
Ve işte ben.. +5,5 kg :)
 
 
 
Cem Fıcıcıoğlu bu hafta için neler demiş ; http://www.cemficicioglu.com.tr/25-hafta
 
Gebelikte 25. Hafta
25. haftada gebelik iyice zorlaşmaya başlar. Yorgunluk hissi artar. Gebeliğe bağlı olarak göz kuruluğu meydana gelir. Bunun için de yapay gözyaşı preparatları kullanabilirsiniz. Gözler artık ışığa daha duyarlı olacaktır. (yorgunluk dışında bir sıkıntımız yok)
Gebeliğin 25. haftasında hormonlar oldukça etkili olacaktır. Buna bağlı olarak akıntılar olabilir. Bu durumda pamuklu giysiler giyilmesi ve temizlik konusunda dikkat edilmesi önerilir. Bu akıntılar kokusuz ve sarı renktedir. Kaşıntı olursa bir doktora danışılmalıdır. (bu da yok )
25 haftalık gebelikte rahim iyice büyüyecektir. Buda hamilede bel ve bacaklarda ağrılara yol açacaktır. Bunun için sıkça hareket edilmeli, ılık bir duş alınmalıdır. Ağrıların artması gibi durumlarda doktor kontrolünde ağrı kesici ilaç alınabilir. (bazı günler kol ve bacak ağrısı yaşıyorum. Bunu da daha rahat ayakkabılar giyerek çözüyorum, hala adam gibi bir spor yaptığım söylenemez:( )
Gebelikte 25. hafta da yapılması gereken önemli bir aşama var mıdır? Nelerdir?
Bu dönemde kesinlikle 50 gram şeker yükleme testi yapılmalıdır. Bu evrede çıkan şeker kendini göstermez. Bu yüzden anne ve bebek sağlığı için şeker testi 24–28 haftaları arasında mutlaka yapılmalıdır. Aç veya tok karnına yapılan şeker yükleme testinden 1 saat sonraki şeker ölçümü 140 mg/dl altında olmalıdır. (bir sonraki kontrolümüzde şeker yüklemesi yapılacak 75 gr demiş doktorumuz, yaşayalım detayları ile sizle de paylaşırım)

25. haftada bebeğin durumu ise şu şekildedir;
Artık bebeğin kalp atışları duyulmaya başlanır. (Karnınızda atan ikinci kalbi hissetmek çok ilginç bir duygu)  Anne bebeğe bir adım daha yakınlaşır. Bebeğin cinsiyet özellikleri iyice yerine oturur. Erkek bebekler de testisler erbezi torbasının içine yerleşir. Kız bebeklerde ise vajina oluşumu tamamlanır.
Omurga sistemi eklemler ve bağlar son şeklini alırlar. Bebeğin tat duyusu gelişmeye başlar. Bebeğin hareket alanı daralmaya başlar. Derisi biraz daha kalınlaşır ancak hala şeffaftır. Artık uyuyup uyanmaya başlar.

Gebelikte 25. haftada bebeğin kilosu ve boyu ne kadardır?
Bebeğin boyu 34 cm’ e ulaşırken ağırlığı da 700 gramı bulur. Kalp atışları daha çok hissedilir. Anne adayının karnına kulağınızı dayarsanız bebeğinizin atan kalbini duyabilirsiniz. :))
Gebeliğin 25. haftasında anne adayında görülen değişiklikler nelerdir? 
Bu hafta itibari ile anne adayının nefesi daralmaya başlar. Artık çok yol yürüyemez ve nefesi tıkanır. Ancak bununla beraber karnı da çok büyümüştür
 
 

Mobilya Seçimi -2

Hahaha bu yazı dizisi böyle uzar gider. Acaba sen gelene kadar bir odan olacak mı? Bu kararsız anne baban sayesinde:)


Geçen yazıdan farklı olarak biraz daha mantıklı düşünmeye karar verdim. Baban bu kararları bana bırakıyor. Sonrasında mutsuz olacağım bir seçim için baskı yaratmak istemiyor. Ne akıllı adam şu baban? Biliyor sonrasında mutsuz olursam söylenirim belki diye:)

Şimdi son kararımız şöyle

İkeanın hensvik serisini bilenler vardır. Şöyle bir oda yapalım dersek parça başı 250 tl civarında yani 750-100 tlye odasını kurmuş oluyoruz.  Böylelikle küçük bey geldiğinde bizim yaptırdığımız kaliteli ve uzun yıllar kullansın diye aldığımız odasını kullanmak isterse, rahatlıkla gözden çıkarıp kendi zevkine göre bir oda hazırlayabiliriz.  Biliyorsunuz geçen sefer ama dolap pek küçük diyordum. Bir de şifonyer ekleyerek çekmecelerle bu konuyu çözerim diye düşündüm.

Nasıl fikir sizce?  Ne kadar zormuş bu kararlar böyle?

Başka böyle ucuza kapatabileceğimiz ama şık seçenekleri düşünüyorum şimdi. Mesela İkeanın yatağı 60*120 acaba nevresimlerde sıkıntı yaşarmıyım. Biraz daha büyük bir seçenek bulsak daha mı iyi olur. Tecrübeli anne babalardan fikirler alabiliriz.







Mobilya Seçimi-1

Yok hayır henüz bu aşamayı tamamlamadık.
 
Her anne baba gibi araştırmalar aşamasında açıkçası çok gecikmekte istemiyoruz.
 
Öncelikle şöyle yaptık. Modokoda mobilya baktık. Bir pazar günü fırsat bulabildiğimiz için bazı mağazalar henüz açılmamıştı. Baktığımız her mağazadaki takımlar aşağı yukarı birbirine benziyor. Ve daha çok kız çocuklarına yönelik tasarımlar var gibi, tüllü, kristalli , kurdele şeklinde oymaları olan takımlar. hatta sedefli boyalar. Fiyatları 3.000 TL civarından başlıyor ve yükseliyor.
 
Birde boyasız seçenekler var . Bu takımlarda masif ağaçtan yapılmış takımlar ama fiyatlar 6.000 civarında. Ama bu mobilyalarda pek aksesuar kullanımı yok. Akseuar derken frenli ray sistemi, asansörlü askı vb gibi mobilyalar daha çok eski zamanlardaki gibi mobilyalar gibi daha basit düzenekli.
Bu seçenekleri gördükten sonra bir de arkadaşlarımızın önerisi ile İKEAya bakmaya karar verdik. Bebek için tasarlanan mobilyalar 2 kapılı mini gardolap ve beşiklerden oluşuyor. Aslında belki gerçekten o dolaplara sığan anneler vardır ama bana pek küçük geldiler. Bu gardolaplara şu ana kadar aldığımız eşyalar anca sığar gibi geliyor. Daha nevresimi bezi, ıvırı zıvırı olacaklarını düşünürsek yanyana iki tane alsak belki diye düşündük.
 
Biz ilk zamanlar bizim odamızda ve beşiğinde yatmasını istiyoruz. Beşik mi park yatak mı tartışmasına hiç girmeyeyim. park yataklar belki daha kullanışlıdır ama beşiklerin albenisi yok onlarda. Güzel görünmüyorlar gözüme. Belki bir tane anneanneye alırız. Gittiğimiz zaman veya tatillerde kullanmak için. Dolayısı ile zaten bir beşik almayı düşünürken biraz daha büyüğünü daha odasına almaya gerek yok diye düşündük.  Dolayısı ile ikeayı elemiş olduk.
 
Şöyle bir kararsızlık durumu oluyor bebek odası hazırlarken kendinize alsanız dersiniz ben bunu alıyorum ama yıllarca kullanacağım diyebiliyorsunuz. Tek sorun keyfi olarak modelinden sıkılırmıyım ama bebek söz konusu olunca değişiyor işler gibi geliyor. Öncelikle büyüyen bir beden ve büyüyen kıyafetler gelişen ihtiyaçlar . Aklı ermeye başladıkça kendince gelişecek bir zevki olması ve sizin zevkle kurduğunuz odada mutsuz olması.  Bütün bunları düşününce ihtiyacı karşılayacak ama minimum bütçeyi ayırmak mantıklı geliyor. O yüzden benim gibi büyük bir gardolap ve büyümeyen beşik işimi görür derseniz ikea mantıklı.
 
Biz son karar olarak şöyle düşündük. Fetih mahallesinde gezdiğimiz mobilyacılar çarşısı modokoya oranla daha uygun gibi. Biraz büyükçe (ama yetişkin gardolabı görünümünde değil) 4 kapılı içi kendimize göre dizayn edebileceğimiz yani bir kapısına nevresim vb için el koymayı planlıyorum. Bir adette boyu uzadıkça da kullanabileceği bir büyüyebilen beşik. şifonyer vb ile odayı doldurmayı düşünmüyoruz. ileride çalışma masası, kitaplığı vb olur odasını doldurmayalım.
 
Şimdi istediğimiz kafamızdaki modeli yaptıracak bir mobilyacı arayışındayız. Bir tane bulduk gibi netleştiğinde yazının devamında yazabilirim. Yatak olarak daybed denilen tarzda ama büyüyebilen yatakları beğeniyorum.
 
Bakalım kağıtlarda çizdiğimiz başka fotoğraflardan parça parça benzeterek anlatmaya çalıştığımız mobilya üretildiğinde neye benzeyecek:)
 
 
 
 

Bebek battaniyesi :) birşeyden de eksik kal:)

Bu aralar ne mi yapıyorum :) bende bilmiyorum. Bebeğime birşeyler almak istiyorum alamıyorum. :(
renklerin bebekler için bir önemi olmadığını savunurum ama artık bebek kıyafetlerinin bile tarzı var :)

yani rengi önemli olmasada fırfırlı fistolu bir tulum erkek bebeğe olmaz veya üzerinde araba desenleri ve armalı vb erkek bebekler için üretilmiş bir tulumuda süslü kızım giysin istemem.

Dolayısı ile renk önemli değil desemde bir türlü içim sinerek alışveriş yapamıyorum. 13. haftadayız henüz cinsiyetini öğrenemedik yavrunun .. bütün gün işteyim yoruluyorum filan demeden pıtırcığa birşeyler yapmak istedim. Bunda annemin payıda büyük birşeyler örmek istiyormuş. Tuhafiye vb arayacak vaktim olmadığı için yine çok sevdiğim internetten faydalandım. Hobisitesi.com diye bir siteden Alize marka birbirinden şeker ve rengarenk yünler sipariş verdim. Siparişim gelsin paylaşırım.

Şimdi model arıyorum yumuşacık olacak işime yarayacak ve bu annenin akşamları çokda zorlanmadan yapabileceği bir model:)

Üniversite yıllarımda yurtta akşamları örgü örmeye bayağı tutulmuştum. Bakalım o zamanlardaki gibi hatırlıyormuyum örmeyi :)

Şimdilik üç beğendiğim model var  hedefim bunlar bakalım becerebilecekmiyim.. düşündüğüm modelleri ekleyeyeyim.



19 Aralık 2014 Cuma

Bebek kısmeti ile gelir ama gelirken bazı masrafları da getirir:)) Hastane masrafları

 
 
Eminim bebek planlamaya başlayan yeni annelerin ilk kafasını kurcalayan konulardan biri bu konu..
 
Bebek gelince her ne kadar kısmeti ile birlikte gelse de bir takım masrafları da beraberinde geliyor. Tabii bu masrafların boyutu sizin tercihleriniz ve imkanlarınız ile de orantılı oluyor. Yani bu yazı sizi korkutmasın, çok seçenek mevcut.  Bayılıyorum hiç bu tür şeyleri düşünmeyen kafasına takmayan insanlara:)) Bazen biz kara kara düşünürken patır patır çocuk yapanlara özeniyorum.
 
Ben 2 yıl önce özel sağlık sigortası araştırmaya başlamıştım.
 
Özel sağlık sigortası için şöyle düşünüyorum, eğer eşinizin veya sizin şirketiniz bu güzelliği düşünmüş ise ne ala.. Çok sanslısınız hemen bebeğinizi düşünmeye başlayın iş değişikliği yapmadan. Eğer böyle bir imkanınız yok ise  o zaman araştırmalarınızı yapıp size en iyi avantajı sağlayacak firmayı bulmanız gerekiyor. Sigorta firmaları genelde şu mantıkla çalışıyor.
 
İlk yıl doğum paketini pakete dahil edip ödüyorsunuz ama bu yıl hamile kalırsanız doğum masraflarınızı sigortanız karşılamıyor. ikinci yıl yine aynı şekilde paketinizi yenileyip doğum paketini dahil ediyorsunuz ve bu yıl içerisinde hamile kalıp bebeğinizi kucağınıza aldığında doğum masraflarınız karşılanıyor.
 
Karşılanan masrafları da şu şekilde açıklayayım. Hastaneler bazı sigorta firmaları ile anlaşma yapıyorlar. Örneğin Şifa Hastanesinin Allianz sigorta ile anlaşması var. Bu anlaşma kapsamında sağlık sigortanızın kapsamına bakılmaksınız normal liste fiyatı üzerinden bir indirim alıyorsunuz.  Yaklaşık %50 gibi bir indirim oranı var. Yani 250 TL olan muayene ücreti (SGK bu hastanede geçerli değil) 130 küsür TL gibi bir rakama inmiş oluyor. Yani doğum paketi olmasa bile bu fiyata otomatik düşüyor.  Eğer sigortanızda doğum paketiniz de var ise bu sefer 130 TL olan muayene ücretiniz sigortanızdaki doğum paketiniz kapsamında belirtilen limitten düşülüyor.
 
Yani 5.000 TL lik bir paketiniz var ise 130 TL*9 ay (en az 9 kontrole gideceksiniz ilk aylar ve son aylarda veya hamileliğiniz durumuna göre daha az veya fazla sayıda olabilir ) + rutin testleriniz (genelde  rutin testleriniz de şu şekilde oluyor. 8. haftada kan ve idrar tahlilleri 400 Tl civarında ,12. hafta gibi ikili testiniz 400 TL civarında 20. hafta civarında detaylı ultrason 350 TL civarında ve 24. hafta şeker yüklemesi 40 TL civarında ( bu rakamlar hastanelere göre değişiyordur ben yaklaşık olarak benim ödediğim rakamlar üzerinden bir fikir olsun diye belirtiyorum)) +doğum ücreti  toplanıyor ve sigortanızdaki toplam bedelden düşülüyor.
 
Eğer özel sağlık sigortanız yok ise. Bence bu süreçte şöyle ilerleyin öncelikle rutin kontrollerinize devam etmeyi planladığınız doktorunuzu netleştirin, hastanenizi belirleyin.
 
Hastanenizi arayın fiyatları ve hangi sigorta paketi ile nasıl indirimler alabileceğinizi ne kadarlık bir teminat paketine ihtiyacınız var belirleyin. Bütün bunları yaptıktan sonra sigortanıza karar verin. Eğer doğum paketi istemiyorum ve 2 yıl bekleme gibi bir düşüncem yok diyorsanız. Benim yaptığım gibi yine hastanenin anlaşmalı olduğu sigorta firmasını arayıp en düşük poliçeli sadece ayakta tedaviyi kapsayan bir paket alabilirsiniz. Böylelikle doğumu ve diğer masraflarınız karşılanmaz ama yukarıda bahsettiğim gibi fiyatları indirimli olarak ödersiniz)
 
Bütün bu fiyatlar hastanelere göre farklılık göstermektedir. Örneğin avicenna umut hastanesi 800 TL normal doğum için fiyat verirken , Şifa hastanesi 9000 küsür fiyat verdi (liste fiyatı) gerçekten uçurumlar var fiyatlar arasında. Birbirlerinden farklı birşey mi yaptırıyorlar hayır. Burada kendiniz düşünmelisiniz doktorunuz hangi hastanede, nasıl bir bütçe ayırdınız, detayları araştırdıkça kendiniz de netleştireceksiniz. Rakamlar sizi korkutmasın dediğim gibi çok değişik fiyatlar var hastaneler arasında.
 
 
Örneğin istanbul Anadolu yakasında Zeynep Kamil gibi çok iyi devlet hastaneleri de mevcut. Açıkçası kontroller için biraz daha vakit ayırabilseydim düşünebilirdim. 12. haftada olan ikili testim için arkadaşım Zeynep kamili önerdi. Ancak öğrendiğim kadarıyla öncesinde bir kontrol randevusu ve yaklaşık 3-4 hafta önce ikili test randevsunu almak gerektiği için vazgeçtim. Dediğim gibi bu seçeneği de önerebilirim eğer daha geniş saat dilimleri ayırabiliyor, çalışmıyorsanız . Ben çalıştığım için izin almak vb sorun olacağı için hemen gidip o dakika kontrole girebilmem gerekiyordu esnek saatler ayıramadım.
 
Bu konuda en önemlisi doktorunuzu ve hastanenizi bu koşusturmacalara girmeden belirlemek.
 
 
 

18 Aralık 2014 Perşembe

20. hafta (12.11.2014) Hareketlerin hissediliyor ama sadece benim tarafımdan:)

Merhaba yavrucum ve okurlar:)

tembellikten biraz geç yazıyorum. Şöyleki bu haftalar en rahat hallerim, yorgunluk halsizlik veya kasığa giren ağrılar geçti. Midem de yanmıyor. Aslına bakarsanız hamilemiyim değil miyim farkında değilim derken fıkırtılar başlıyor içimde.. Anne ben buradayım beni unutupta deli gibi hareket etme azıcık yavaş hareket et. Hoop düşersin koşma artık gibi şeyler söylemeye çalışıyorsun galiba.

Bugün kontrolümüz vardı. Seni günlerdir göremediğimiz için çok heyecanlıydık.

Ama baban gelemedi Ani çıkan bir toplantısı nedeniyle elinden geleni yapsada gelemedi. :( Eminim o da seni çok özledi ve üzüldü. Yakın zamanda hep yanımızda olacaksın nasılsa.

Tam bir saat trafikte boğuştuktan ve hızlı tempoda koştuktan sonra randevuya yetiştim.

Ultrasondaki görüntün beni oldukça şaşırttı çok büyümüşsün tam tamına 21 cm ve 265 gr sın. Boyun konusunda doktorumuz şöyle dedi. Artık bacaklar uzadığı ve sabit olmadığı için net olarak boy ölçümü zor ama üst bacak kemik ölçüsünün yaklaşık 6- 7 katı uzunluğunda olabileceğini söylüyor. Bu ölçü böyle beliriyor.

Artık görüntüyü dolduruyorsun. Bu haftalarda bende olan değişiklikler şöyle karnım oldukça büyüdü. Mide yanması, halsizlik gibi belirtiler geçti. Oldukça zinde ve iyi hissediyorum. Sadece hızlı hareket ettiğimde çabuk yoruluyorum. Nefesim yetmiyormuş gibi daralıyorum. Bu sorun için doktorumuzun önerisi hamile pilatesi ve ya yüzmeye başlamam.

Araştıracağım bakalım iş çıkışı üşenmiyor değilim. Onun dışında sen çok hareketlendin ama henüz çok az hissediyorum onlarıda bir başkasına tanımlaması zor. Baloncuk patlaması, minik fıkırtılar ve hareketler şeklinde henüz el ile dokunulduğunda dışarıdan hissedilecek gibi hareketlerini hissedemiyoruz. Çünkü bacakların kolların küçücük ve güçsüz.

Bir yandan ihtiyaçların için alışveriş yapıyoruz. İhtiyaç mantığını biraz geçmiş olabiliriz. :).

Alışveriş listesi yazısını hala hazırlayamadığımın farkındayım:)

19+3 :) 5. ayımız bitiyor.

Zaman ne çabuk geçiyor değil mi? Aslında gün saydığımızda çok yavaş geçiyor günler bitmiyor gibi düşünürken geriye dönüp bir bakıyorsun yıllar geçmiş.

Haberini aldığımızdan beri 4 ay geçmiş..

En son kontrolün üzerinden ise tam 1 ay.. dile kolay.. babanla bu ay programlarımız çok doluydu. iyi de oldu ilk defa 4 haftadan fazla bekleyebildik kontrol süresini.:)

Çarşamba günü kontrolümüz var yani görüş günümüz:) seni çok merak ediyoruz. Aplikasyonların gönderdiği durum raporlarına göre 300 gr ve 25 cm civarında olabilirmissin. Yani A4 kağıdın kısa kenarından 4 cm daha uzunsun. Yazıyı okuyup 25 cm ne kadarki diyenler için:) biraz önce baktımda:)

Durup durup bakıyorum ne kadar oldun ne yapıyorsun.
Diyorlarki artık sizi duyabiliyor seninle konuştuğunuzu anlıyor. Ve eğer seninle konuşursak bu hareketlerine de yansıyormuş. Çok yüksek seslerden korkup sıçrayabiliyormuşsun. Geçen gün binayı yıkacak gibi kapı çarpıp beni yerimden zıplatan öküz müdüre okutmak lazım bir sürü çocuğu var ama..

Ben mi ne yapıyorum, yoruluyorum. Hemde çok. Şöyle bir sıkıntım var hamilelikten önceki halimle kendimi karşılaştırmamam gerektiğini öğrendim ama birkaç hafta öncesine göre de farklıyım. Öncelikle yine hızlı hareket ediyorum. Bu alışkanlığımdan vazgeçemiyorum. Yorulduğumun farkına varmıyorum ve birden 200 mt maraton koşmuşum gibi nefes nefese kalıyorum.

Aynı dönemlerdeki hamileler ve kitaplarda aynı şeyleri yaşıyormuş.

Karnımın büyümesi hızlandı bu ay korkumdan sürmediğim yağları bir kenara itip Lierac krem aldım. Herkes çatlayacaksan çatlarsın diyor ama yine de sonrasında ama kullanmadımki demek istemiyorum. Aldığımdan beri korkudan her sabah kullanıyorum:)

Cumartesi biraz rahatsızlandım. Yorucu bir gündü ve farkında olmadan senide kendimi de aç bıraktım. Dr. pierre dukan geldi. Namı diğer pierre deden. Mutluluktan gözleri doldu seni görünce. Beni sıcacık öpüp tebrik etti. Seni sordu. Erkekmi kızmı dedi. Muhakkak gelişmelerden beni haberdar et dedi.  Yorucu bir ama güzel bir gündü. Pierre dedene de uzun ömürler versin Allah.

Akşam eve zor attım kendimi ve bir mide bulantısıyla fırladım yerimden. Baban biraz korktu sanıyorum 1 haftalık yediklerimin hepsi bu anı bekliyormuş. Bunca ay hamilelikte bile böyle mide bulantısı yaşamadığım için bende korktum. Oldukça uzun sürdü. Sadece  portakal yiyebildim iyi geldi.

Gökmen amcanda tansiyonun normalse atlatmışsındır yediğin birşey dokunmuş dedi. Zehirlendim mi acaba?

Bu gününde etkisi ile olsa gerek bu sabah toplamda +3 kilo ile devam ettiğimi gördüm. Tabi ki sağlığın daha önemli ama çok kilo almak hem senin sağlığın için hemde benim sağlığım için iyi değil.

Hamileliğin en sıkıcı yani çok bilmiş ve birbirinden kötü hikayesi olan kadınların ve onların kocalarının bitmek bilmeyen hikayeleri. Öyle ki dinlemek istemeyip kenardan sıvışsanız bile arkanızdan gelip anlatmaya devam ediyorlar.

Bazı insanlar çok acımasız olabiliyor. Mesela neden hamile bir kadına ölen bebeklerini anlatır insan. Üzüntü paylaşmak mıdır? Korkutmak mıdır? Yoksa sadece üzmek midir?

Hamile kıyafetlerini kendime yakıştıramıyorum. Bir tarafı bol bir tarafı dar kalıyor gibi. pantolonlar kayıyor aşağıya doğru.

O yüzden bende hala 38 beden eski elbiselerimi (hamilelikten önce normalde 36 giyiyordum) ve bu sabahki keşfim ile eski kotlarımı giyiyorum. Kotun beli malum kapanmıyor. Hemen bir lastik halka toka alıyorsunuz. Düğmeye geçiriyorsunuz. Sonra lastiği ilikten geçirip katlayıp düğmeye takıyorsunuz. İstediğiniz kadar sıkılaştırabiliyorsunuz. Fıstık gibi hamile kotu işte:)

Çarşamba günü inşallah kavuşacağız. Seni göreceğiz belki artık kaşların saçların çıkmış kuzu yüzünü de görebiliriz.

seni seven bir garip acemi annen

19. hafta (18+5 )

Merhaba uzun süredir yazmıyor annem tabiri caizse yokmuşum gibi davranıyor. Aksi durumda 4 haftalık rutin kontrol süresini sabredip bekleyebilmek için.

Son 7 gün :) haftaya bugün kontrole gideceğiz.

Randevumuzu aldık. Bu hafta hem benim hem de baban için çok yoğun bir hafta o yüzden çabucak geçicek:) (diye kendimizi kandırıyoruz)

Her gittiğimiz yerden birşeyler alıyoruz, anneanneni özellikle tutamıyoruz.

Dün akşam babanda evde olmadığı için bugüne kadar aldığımız tüm eşyalarını büyük bir valize koyup kaldırmayı planladım. Ama gel görki sığmadı:) Evet abartmışız galiba..

Şu listeyi bir an önce hazırlayıp , o listeye göre alıma devam etmek lazım. Ama gel görki oturup liste yapacak vakit bulamıyorum.:)

Biraz daha sabırla bekleyelim.

Sana gelince oğlum aslına bakarsan sanki çok düşünmüyormuş gibi yapsam da bir an aklımdan çıkmıyorsun.

Diyorum daha belirgin hareket etmeye başlasa da en azından selamını alabilsem biraz olsa rahatlasam. Okuduğum kaynaklara göre çok yakında dışarıdan da hissedilebilmen lazımmış.

Merhaba oğlum 10 Ekim Cumartesi 14+5

Merhaba oğlum,

Hoşgeldin hayatımıza seni bugüne kadar hep bebeğimiz canımız diye sevmiştik. Artık oğlumuz diye de sevebiliyoruz.

Normalde biliyorsunuz 22 Ekim deydi kontrolümüz ama benim meraklı ve panik hallerimi anlayan doktorumuz haydi gel biraz öne alalım deyince dayanamadım.

Aslında şöyle oldu bu hafta nedense kasıklarımda incecik bir sızı şeklinde bir ağrı oluyor her zaman değil özellikle kendimi yorduğumda.

Ne olur ne olmaz diye doktorumuzu aradım oda gel bir bakalım deyince alabildiğimiz ilk randevuyu alıp soluğu hastanede aldık. Biraz bahane mi yaratıyorum acaba seni görmek için..

Gökmen Bey hastane değiştirdiği için artık Ataşehir Şifaya gideceğiz,geçici bir süre Kadıköy şifada olacağı için bu sefer oraya gittik.

Cihazda biraz sıkıntı yaşadık ataşehirdeki cihaz böyle olmayacakmış umarım düzelir.

Evet cihazı bağladık ve poposunu kaldırmış havada bisiklet çeviren seninle karşılaştık. O kadar hareketlisin ki anlamak mümkün değil. Kıpır kıpırsın sabahın körü ve bende açım belkide onun etkisi artık hep aç mı gitsek seni görmeye.

Baban bu nasıl birşey görüş günü gibi diyor, iple çekiyor oda seni görmeyi.

12 cm ve 120 grm olmuşsun, ekrana sığmamaya başladın. Kesenin içinde zıp zıp zıplıyorsun. Öyleki omurun birden tam tersi dönüyor göbeğini kesenin üstüne yaslıyorsun.

Bacakların uzamış kemiklerin o kadar net görülüyorki, bacakların kolların kafatasın tam biz seni incik cincik inceler ölçer biçerken sırtüstü yatıyorsun seni yan profilden görüyoruz. Oda ne birden kafanı bize doğru çeviriyorsun. Yakalandık diyoruz, hissediyormusun acaba yavrum.

Bacakların sürekli hareket halinde ama hiç tereddütsüz görülüyor pipin, gökmen bey bir önceki kontrolde de anlamış zaten ama netleşmesini beklemiş bize söylemek için.

Çocukluğumdan beri hep ilk çocuğum erkek ikincisi kız olsun isterdim. Ve dileğim kabul oldu sen geliyorsun umarım vakti geldiğinde kızkardeşinde aramıza katılır. Umarım ömrün boyunca sağlıklı, huzurlu ve mutlu,dürüst bir insan olursun.

Babycenterdan gelen mesajda bu hafta artık bizi duymaya başladığını söylüyor. Sana şarkılar bulup onları mı dinletsem, yazık zaten günboyu işyerinde can sıkıcı şeyler duyuyorsun:)

Ben nasılım derseniz, demir ve multivitamine devam ediyorum. Proluton iğneden iki tane daha yazdı Gökmen bey vurulmak istemiyorum dedim. Kesenin çok dışında bir kılcal damarda sızıntı olmuş dedi. Bu tür şeylerin seni ve dolayısı ile bebeğini huzursuz etmemesi için iğneyi yine vurulman gerekiyor dedi.

Normalde çok şükür hiç şiddetli mide bulantısı, baş dönmesi vb sıkıntılar yaşatmadın bana, toplasan 3 günü geçmez mide bulantısı yaşadığım gün sayısı. Ama şu omega 3 ü içtiğimde içimden gelen deniz kokusu beni çok rahatsız ediyor. İçmese balık yesek bol bol dedi baban ama ikna edemedik gökmen beyi.

Senin için içmeye devam etmemi istiyor.
Onun dışında çok oturduğumda ve ayakta kaldığımda kuyruk sokumumda bir ağrı hissediyorum. Kendimi daha az yormalıyım sanırım. Ama aynı zamanda çokta oturmamalıyım ara ara kalkıp minik yürüyüşler yapmalıyım.

Ve tabii ki madem artık bir delikanlı geliyor alışverişe başlamak lazım deyip soluğu mağazalarda aldım. Kendimi tutmaya çalışarak sana birçok cici aldım. Şu listeni hazırlayıp liste üzerinden eksiklerini tamamlamakta fayda var.

Bir sonraki yazımız o olsun:)

öpüyorum seni ve bizi okuyanlara da sevgilerimizi gönderiyorum.
,

08.10.2014 sabırsızca beklerken (14+3)

 Merhaba pıtırcığım ben ne mi yapıyorum, gün sayıyorum günler geçmek bilmiyor. Bu kadar sabırsızlanacağımı düşünmezdim. Keşke ilk zamanlar gibi 15 günde bir kontrole gitsem diyorum. Sonra mantığım bu kadar sık ultrasona girilmez saçmalama diyor. Ama henüz harekette etmediğin için seni çok merak ediyorum. Aklım hep sende..

18 gün oldu görüşmeyeli daha 15 gün daha var.. uzun mu sürdü bu ay:)

şu an 14+3 teyiz..

Normalde ilk hamileliklerde 17. haftadan sonra hareket hissedilebilir diyor kaynaklarda, ikinci ve sonraki hamileliklerde ise tecrübeli anneler daha erken hareketleri anlayabiliyormuş.

Geçen akşam uzanmış babanın dizinde yatarken sanki karnımın bir köşesinde nabız atışı gibi bir kıpırtı hissetim. Babanda dokundu hemen ve oda aynı atmayı hissettiğini belirtti. Bir kaç saniye sonra geçti. Hemen araştırdık derlerki kalp atışını bu şekilde hissedemezsiniz. Bu olsa olsa minik tepinişlerdir.

Ama bir daha olmadı acaba senmiydin gerçekten o atışlar:)

Bu arada ufak ufak fikir edinmek için mobilyalara filan bakıyoruz internetten. Anneanneler tatil dönüşü sana bir çanta daha kıyafet getirmişler. Biz birşey alamadan tüm kıyafetlerin tamamlanacak sanırım:)

Bir öğrenseydik cinsiyetini benimde almak için beklediğim güzel ciciler var.

Dün akşam söyleniyorum ama merak ediyorum diye. Babanda 5 ay daha bu sessizliğin keyfini çıkar diyor:) Sonra bu sessizliği bulamayabiliriz diyor. Hak da vermiyor değilim:)

12 Aralık 2014 Cuma

20.09.2014 (12. hafta ve İkili test)

Bugün heyecanlı bir gün bir umut daha çok küçük olmana rağmen belki cinsiyetin belli olur diye heves ediyoruz. Eğer belirlenirse kendimizi alışverişe atacağız. Hevesimiz kursağımızda kalmaz inşallah diyoruz.

Tesadüf o ki teyzen, büyükbaban ve anneannen bizi ziyarete gelmişler. O zaman sizde gelin kontrole diyoruz. Çok heyecanlanıyorlar. Baban işte , işten çıkıp uçarak yanımıza gelecek.

Ben heyecanlıyım ama diğer herkes daha heyecanlı.. Dışarı çıkıyoruz vakit öldürmek için, misafirlerimiz hastane çevresinden uzaklaşmak istemiyor. İstanbul trafiğinde randevuyu kaçırabiliriz diyorlar.  Akasya parkta gidiyoruz. :) saat 13:00 randevu 15:40 ta Medical parkta büyükbabanla anneannen hadi gidelim  geç kalacağız demeye başlıyorlar. Hiç bir mağazaya girmiyorlar , bir kafede bile oturtamıyoruz.

Acele etmeyin dediğimde ilk torunumuz anlayışlı ol diyorlar. Benim 5. doğumum olacak sanki:)

Türlü ertelemeler ile 14:30 da hastaneye geliyoruz. Gidelim orada oturalım diyorlar oturuyoruz:) Babanda geliyor heyecan dorukta..

Gökmen bey bizi kabul ediyor hemen kameraları sana çeviriyoruz.. Evet 3 gün önceki gibisin hatta ağzın burnun bile belirmeye başlamış. Biz cinsiyetini merak ederken sen bize nanik yapıyorsun. Evet evet elin hep burnunda ağzında kaydırakta kayar gibi salınıyorsun akvaryumda:)

Ağzımız açık bakıyoruz.. ikili test başlıyor.. kalp atışın süper, karaciğerde kan akış hızını seviyor doktorun, ensendeki sıvı kalınlığına bakılıyor bu testide geçiyorsun.. gelişiminde çok iyi görülüyor 5,6 cm olmuşsun. Bu kadar mnicikken bu kadar detayın belirlemesi tam bir mucize.. sanırız her muayene de bizi şaşırtmaya devam edeceksin.
Bu da bugünden senin bir fotoğrafın :)
 

Gökmen bey bilgisayarın başına geçiyor ikili test hakkında bize biraz bilgi veriyor.

Kısaca ilk trimester tarama testi Down sendromu ve Trizomi 18 adı verilen kromozomal anomaliye sahip bebekleri gebeliğin çok erken dönemlerinde saptamaya yönelik bir tarama testidir.[1] Yaşları kaç olursa olsun tüm kadınlar fiziksel veya zeka özürlü bebek doğurma riski taşırlar.  Bu test bu riskin oranını belirlemeye yarar ama tam bir sonuç vermez sizin sonuçlarınızı istatistiki sonuçlar ile karşılaştırır.
  1. Bebeğin ensesinin arkasında bulunan sıvı kısmın kalınlığının ultrason ile ölçülmesi (fetal ense kalınlığı)
  2. Anneden alınan kan örneğinde gebelik hormonu olan β-hCG'nin serbest kısmının (free β-hCG) ve PAPP-A (gebeliğe özgü plazma proteini-A, pregnancy associated plasma protein-A) adı verilen bir diğer proteinin ölçülmesidir.
1. ölçüm ultrasonda yapıldı. Gökmen bey 1/100 çıkar ise sonuçlar bu riskin fazla olduğunu ve amniyosentez veya daha detaylı belirleme testleri yapılmasını gerektirir diyor. Bizim sonucumuz bu ilk aşamanın sonuçlarına göre 1/10650 çıkıyor. gökmen bey sonucun oldukça iyi olduğunu söylüyor. Bu risklerin yaş ilerledikçe arttığını 29 yaşında bir anne adayı olmama rağmen test sonuçlarının 15 yaş gibi iyi çıktığını belirtiyor.

Kan testleri neticesinde bu sonuçlar kötüleşmez hatta daha da risk azalacaktır diye belirtiyor.

Aaa bu arada unutuyordum cinsiyetini sorduğumuzda pipi görüyorum diyorum sonra ekliyor %50 pipi %50 kız   diyor. Ben tüm matematik bilgimi kenara bırakıp  ilk oranı duyup aa öylemi diye şaşırıyorum. İzleyiciler zaten oran %50 ydi ilkay deyip beni uyarıyor:)  anlayacağın acaba doktorun birşey gördü mü görmedi mi emin olamıyoruz.

odadan çıkışta baban ağzı burnu aynı sana benziyor galiba sana benzeyen bir kız olacak diyor. Ağzını burnunu bile farketmiş:) Ben şaşkınlıktan o kadar inceleyememişim. Bakalım bizi nasıl şaşırtacaksın bir sonraki görüş günümüzde..

seni seviyoruz, merakla bekliyoruz..

17.09.2014 , Güzel bir Kıbrıs seyahati akabinde biraz heyecanlı anlar..




4 gündür bir seyahate çıktık pıtırcığın babası ile pek eğlendik gezdik yorulduk.

Keyifli güzel yazdan kalma son 4 gün.. En son 4 ve 5. haftalıkken yüzmüştün bizimle bu hafta da seni son son denize sokmuş olduk. Bu bahaneyle kendimizi de:)

Kıbrıs hala güzel, sana faydalı olacak yiyeceklerden taze deniz ürünlerinden bol bol tükettik ve günde en az 2-3 km yürüdük. Abartmıyorum gerçekten bu kadar yürüyebildiğime bende şaşırdım.

Baban istanbuldaki halsiz hallerimden korkup kıbrısta zorluk çekerim diye korkuyordu. Yürüyüşlerimiz arasına bol bol dinlenmeler ve buldugumuz her bankta bir 5 dk mola ile turumuzu tamamladık:)
 
Deniz çok güzel , tabi artık bikini giyildiğinde belli olan pörtleyen bir göbeğim var. Ama tabi bizden başka kimse anlamıyordur bu göbeğin bebek olduğunu.

Ayın 2 sinden beri görüşemiyoruz , merak içerisindeyiz henüz kıpırdamaların da başlamadığı için hep aklımız sende ..

Ve bu sabah ilk iş günü işe geldik biraz yorgunuz geçen günlerin koşuşturmacası ile tam işten çıkarken beni çok korkutacak birşey oldu. Az da olsa ilk taze açık kırmızı renkte kanamam olmuş ve durmuş. Çok az ama açık kırmızı rengin risk olduğunu biliyorum okuduğum yazılardan. Hemen Gökmen Beyi aradım. Beni sakinleştirdi ama saat geç olduğu için hastanede değilmiş, gelmene gerek yok bir proluton vurdur dedi. Ama o da reçetesiz olmuyor. Nöbetçi doktorunda hastane de olduğunu söyleyince o zaman hastaneye geliyorum dedim. Yol boyunca seninle konuşuyorum. İnşallah iyisindir spor yapıcam derken yürüyüp seni yormamışımdır birşey olmamıştır sana inşallah. Trafik felaket hareket edemiyorum. Diyorum 4 lüleri yakıp emniyet şeridine mi girmeliyim durumum acil olabilir mi? çeviren polise yapacağım açıklamayı düşünüyorum. İnanmaz ise hastaneye benimle gelmesini isterim gibi düşünceler içerisinde ilerliyorum ama emniyet şeridine girmiyorum. Bazen beyincik durduruyor beyini işte:) Bir yandan düşünüyorum umarım nöbetçi doktor anlayışlı biridir, bu saatte ultrason cihazı açıkmıdır veya varmıdır gösterirler mi seni bana. Babana durumu bu detayda anlatmıyorum ,geçiştiriyorum, toplantıdaymış boş yere panik olmasın.

Hastaneye geliyorum kadın doğum koridoru bomboş kimsecikler yok temizlik görevlileri dışında bu saatte kimseyi bulamazsınız diyorlar. Bir süre oturuyorum boş koridorda ağladım ağlayacağım. Gökmen beyin telefonu meşgul. Danışmadaki görevli acile gidersem belki yardımcı olurlar diyor. Acile doğru koşmaya başlıyorum telefonum çalıyor. Gökmen bey arayan nerdesin ilkay diyor. Hastane koridorlarında koşuyorum diyorum.

Odama gel hemen diyor. Sevinçten uçarak koşmaya başlıyorum. Gökmen bey gelmiş. Görünce sevinçten alnından öpesim geliyor. Ağlamak üzereyim sesim titriyor. Napıcaz biz senle diyor. İyimidir diyorum. Falcı değilim görmeden birşey söyleyemem saat 7 buçuğa geliyor. Ben söylemeden hemen kalkıp cihazı açıyor. Ve görüyoruz seni:) Dünya umurunda değil yatıyorsun ama ellerin kolların ayakların kıpır kıpır oyun oynuyorsun. Dışarıdaki koşuşturmacadan haberin bile yok:)

Bak diyor annesi keyfi yerinde kanamanın onunla ilgisi yok.  Basitçe şöyle açıklıyor gökmen bey olanı ilk 80 gün  salgılanan progesteron bebeğin bulunduğu keseyi tutmaya çalışırken döllenmeyen yumurtalarda atılmıyor ve tutunuyor. 80 günden sonra hormonların yer değiştirmeye başlaması ile birlikte bir miktar hareketllik görülebiliyor. Bu kanamada diğer döllenmeyen yumurtaların hareketlenmesi sebep olmuştur diyor.

Çok büyümüşsün 15 günde kocaman olmuşsun. Gözüme tam bir bebek gibi göründün. Artık daha çok bebeğe benziyor diyorum babana:)

Anlata anlata bitiremiyorum. 3 gün sonra ikili testin olacak merakla bekliyorum:)
 

10.09.2014 (11.hafta)

Merhaba pıtırcık takipçileri, pıtırcıkla 8 gündür görüşemiyoruz. Onu çok merak ediyorum. Eminim keyfi yerinde büyümeye devam ediyor. Son hızla büyümeleri sürüyor. Bugün 10 hafta geride kaldı.

Serüvenizimizin 4 te 1 i tamamlanmış durumda, heyecanla bir sonraki buluşmamıza gün sayıyorum. Son 10 gün kaldı. Gelişimini takip edebilmek için farklı sitelerden gelişmeni okuyorum. Okuduğum bilgilerden bir tanesini sizinle de paylaşmak istedim kendi yorumlarımla:)

http://www.haftahaftahamilelik.gen.tr/gebeligin-11-haftasi.html sitesinden alınmıştır. Bakalım gelişimin hakkında ne diyor.

11. hafta ile birlikte hamileliğin yüzde 25’lik dilimi de tamamlanmış olur. Bu dönemle birlikte düşük yapma tehlikesi de azalmaya başlar. Bu dönemde düşük yapma olasılığı sadece yüzde 1 oranındadır. Çünkü doğal seleksiyon dediğimiz düşük olma riski sağlıksız gebelikler de ilk 10 haftada meydana geldiğinden, 11. Haftaya gelen bir bebek için sağlıklı deme şansımız oldukça yüksek.

Bebeğinizin kilosu ve boyu
        10. Hafta itibari ile artık embriyo döneminden çıkarak fetüs dönemine girmiş olan bebeğiniz, gelişimini hızla sürdürüyor. Daha bir hafta önce 5 gram ağırlığında olan bebeğiniz bu hafta neredeyse 8 grama kadar ulaştı. Bununla beraber bebeğinizin kafa ile popo arasındaki boyu da 4.4 ila 6 cm kadar oldu.
Bebeğinizde oluşan değişiklikler
        Bebeğinizin büyümesi ilerledikte, vücudunun hareketliliği de artıyor. İlerleyen haftalarda siz de bu hareketliliği hissedebilir olacaksınız. Bebeğinizin kafası hala vücudundan biraz büyüktür. Bu durum, bu haftadan sonra yavaşlayarak, normal boyutuna kavuşacak. 11. Haftada organlar da gelişimini sürdürüyor. Gözün iris tabakası şekillenmeye ve karın dışında gelişen bağırsaklar karın içine doğru çekilmeye başlıyor. Bebeğinizin yine bu hafta genital organı biraz daha belirgin hale gelmekle birlikte henüz tam olarak kız mı erkek mi ayrımını yapacak kadar detaylı değildir. Elleri yumruk haline dönüşür, diş etlerinin altındaki minik dişlerinin yerleri oluşmaya başlar. Bazı kemikleri giderek daha çok güçlenmektedir.
Bunun yanı sıra saçlar ve tırnaklar gelişmeye başlamış durumdadır.

        Bu dönemde bebeğinizle ilgili yaşanan en ilginç hadise ise bebeğinizin ruhsal dünyasıdır. Geçmiş dönemlerde ihmal edilen ve pek üzerinde durulmayan bu bulgu, günümüzde biz doktorların fazlasıyla üzerine düştüğü ve incelediği bir olgu haline gelmiştir. Öncelikle şunu belirtelim. Bebeğin 5 duyusu anne karnındayken oluşuyor, doğumda değil. Tat alma, dokunma, işitme, görme ve dokunma duyuları, rahim içerisinde oluşur. Bunlardan ilk gelişen duyular ise, tat alma ve dokunmadır. Daha bu haftadan başlayarak bebek rahim içerisine dokunarak, yaşadığı ortamı tanımaya çalışıyor.
        Gebelikte 11. hafta itibari ile bebeğin organ ve dokularının gelişimindeki en kritik süreç bitmiştir çünkü ilk 10 hafta bebek gelişiminde en kritik ve en hassas dönemdir, ilaç ve toksin maddelere karşı bebeğin en hassas olduğu dönemdir. 11. haftadan doğuma kadar olan döneme fetal dönem denir. Fetal dönemin ilk haftası ola 11. Haftada bebek ve anne rahmi arasında kan dolaşımı başlar ve plasenta (bebeğin eşi) görev yapmaya başlar. Bebeğin bazı organları yine bu haftayla birlikte işlevselleşmiştir. Bunlar, kalp, damar sistemi, beyin, sinir sistemi, iskelet sistemidir. Bebeğiniz 11. haftadan artık hızlı büyüme ve olgunlaşma sürecine girer ve doğuma hazırlanır. Artık bebeğinizi ultrasonda daha net görme şansına ulaştınız.

Gebelikte 11. Haftada Anne adayında ki değişiklikler (ben ne alemdeyim metin içindeki parantezlerin yazıyorum
        Bebeğiniz fetüs dönemde olduğundan mide bulantılarınızda daha belirgin bir azalma yaşamanız muhtemel. Bu da anne de iştahın artmasını meydana getirebilir. (ciddi anlamda iştahım arttı ancak sadece sofraya oturana kadar sonra hemen geçiyor) 11. Haftada belinizde ve sırtınızda ağrılar hissedebilirsiniz. (hissettiğim bir ağrım yok)  Uyku halinde bile ayak ve bacaklarda görülen kramplar sıklaşır. (henüz krampta yok) Hormon değerlerinin artması ve değişmesi sonucu baş ağrılarınız sıklaşabilir. (geçen hafta yaşadığım ciddi baş ağrısı tekrarlamadı şanslıyım )Yine hormonal değişimlerden dolayı mide ekşimesi de yaşayabilirsiniz. (bu hamileliğimin başından beri var azalmaya başladı diyebilirim) Memelerde hassasiyet, kabızlık, sinirlilik, yorgunluk, mide ekşimesi, sabah bulantıları, duygu karmaşası yaşayabilirsiniz. (meme hassasiyeti dışında bunları da yaşamadım )Çok yakında her hafta 1 kilo almaya başlayacaksınız. (henüz hiç kilo almadım ama korkuyorum :))  Kilo aldıkça, bu alınan kiloları göğüslerinize ve kalçalarınıza aldığınızı fark edeceksiniz. Bu hafta da halsizlik hissiniz devam edecektir. Bu halsizlikler daha çok gebeliğin ortalarında atlatılan durumlardır. (bu halsizlik beni öldürebilir:) bu kadar enerjik yıllarımdan sonra bu kadar çabuk yorulmak bazen zoruma gitmiyor değil ama fırsattan istifade tecrübeli annelerinde bol bol uyu tavsiyeleri ile uyuyorum:)  Rahminiz bu hafta da büyümesini sürdürüyor. O büyüdükçe hamileliğiniz de daha belirgin hal almaya başlayacak. Hamileliğinizin tam olarak belirginleşmesi 3. Ay itibari ile başlar. Siz şuan bu noktaya yaklaşma evresindesiniz. Yani bir iki hafta sonra karnınızdaki şişlik görünmeye başlayacak. (benim karnım biraz daha önce sismeye başladı sanıyorum) Gebelik öncesinde 70 gram ağırlığında olan rahminiz, gebelik ilerledikçe büyür ve doğumda 1 kilograma kadar ağırlığı ulaşır. Rahminizin hacmi ise hamilelik öncesine oranla bin katı kadar bir artış yaşayacak. İşte siz şimdi bu büyümeyi, belki bugünlerde pek de fark etmeden yaşıyorsunuz. Ancak ilerleyen haftalarda bu durum çok net şekilde size kendisini hissettirecektir. Karnınızın büyüme şekli bebeğini kadar sizin fiziksel yapınızla da alakalı bir durum. Kendinizi sizinle aynı dönemde hamilelik yaşayan diğer kadınlarla kıyasladığınızda karnınızın daha büyük ya da küçük olmasından endişe etmeyin. Bebeğinizin gelişimi normal ise, sizin karnınızın şişlik oranının bir önemi yok. Bu haftadan itibaren bazı kadınların saçlarında ve tırnaklarında çok daha hızlı bir uzama yaşanır. Bu, hormonların yarattığı değişikliklerden bir tanesidir.
Gebelikte 11. haftada beslenme düzeni
      Bu sıralarda bulantılarınız ve kusmalarınız gittikçe azalacağından bir iştah artışı yaşamanız normaldir. Ancak, kalorili ve yağlı yiyeceklerden uzak durun. Kilo alımlarınız artık daha da hızlanacaktır. Bu yüzden dengeli beslenmenize özen gösterin. 11. Haftada sırt ve bel ağrısı şikâyetlerinizi azaltmak ve özellikle de bacak kaslarınızda yaşanması muhtemel olabilecek kramplarınızın da önüne geçmek adına potasyum yönünden zengin besinler tüketmelisiniz. Bu besinlere örnek verecek olursak, muz, kuru kayısı, kuru üzüm, avokado, incir. 11. Hafta itibari ile anne adaylarında daha rahat kilo alımı başlar. Besleyiciliği düşük,kalorisi yüksek gıdalardan tüm gebelik boyunca uzak durduğunuz sürece doğum sonrası bu kilonuzu rahatlıkla verebilirsiniz. Bazı anne adaylarının bedenlerinin daha fazla su tutma eğiliminde olduğunu unutmayın. Hamileliğiniz süresince öğün atlamamaya, kendisini çok aç bırakmamaya ve öğünleriniz de çok fazla aşırı yemek yiyerek kendinizi şişirmemeye de özen gösteriniz. İki kişilik beslenme de kalsiyum ihtiyacı da artar. Bu ihtiyacı karşılayan besinlere de öğünlerinizde yer vermelisiniz. Bunlar ise, günlük olarak pastörize edilmiş süt. Özellikle de şişe süt tercih edilmeli. Ve akşamları yatmadan içilecek olan bir bardak süt, hem yorgunluğunuza iyi gelecektir, hem de diş ve kemiklerinizi kuvvetlendirecektir. Bunun yanı sıra, peynir çeşitleri, sardalye çeşitleri ve taze badem de kalsiyum açısından oldukça zengin besinler arasında yer alırlar.

11 Aralık 2014 Perşembe

02.09.2014 3. randevu (9. hafta)

Bugün güzel bir gün oldu herkes için, öncelikle bugün annemle buluşacağız randevumuz var. Vee bugün tuba teyzemde anne oluyor. Tüm teyzeler sabahtan beri saatleri sayıyor İbrahim Akın abim doğsun diye. Ben doğana kadar abim bayağı büyümüş olacak ne güzel. Annemde levent amcamı arayıp duruyor meraktan.

Ve saat 12 ye doğru ibrahimin ilk fotoğrafı anneme ulaştı. Sabahtan izin alıp gidemediler. Bekliyorlar akşam olsun diye. Acaba anne bende ibrahim abi gibi bir prens mi olacağım yoksa prenses mi? Eminim siz daha çok merak ediyorsunuzdur. Arada duyuyorum bu konudaki sorulara sağlıklı olsun diye yanıt veriyorsun ama acaba içinden geçen birşey varmı emin değilim. Belki de var ya da zaman zaman geçiyor ama ben kırılmayayım diye söylemiyorsun. ibrahim akın 3540 gr doğmuş. Simsiyah saçları var upuzunmuş tam bir delikanlı diyorlar duyuyorum ama göremiyorum. Sahi bu arada henüz duymaya başlamadım ama hissediyorum konuşulanları ve hissedilenleri. 20. hafta civarında seslerinizi de duyabilecekmişim.

Birazda benden bahsedelim. Bugün randevumuza babam yetişemedi. Toplantısı ertelenmiş gelemedi. Sağolsun gözde teyzem annemi yalnız bırakmadı. Birlikte beklediler heyecanla hastanede sıramızın gelmesini.

Doktor amca bugün pek keyifli sürekli espri yapıyor Gözde teyzeme tırsak teyzemisin dedi. Halbuki hiç tırsak değildir Gözde teyzem..

Annem hemen oyalanmadan muayene odasına geçti.Bu sefer karından görebileceğiz dedi doktor. Kulaklarımız doktor amcada bakalım anneme benim hakkımda ne söyleyecek. Ve bebek göründü dedi. Bebek benim galiba.. bakın burada dedi el sallamak istedim ama henüz ellerim yokmuş ayna da kendime bakar gibi oldum. Kollarım ve bacaklarım için uzantılar oluşmaya başlamış. Annem konuşamıyor bile dua ediyor galiba arada da saçmalıyor:)
 
boyum 2,30 cm olmuş. Doktor amca ekranları değiştiriyor içimde kırmızı mavili ışıklar yanıp sönüyor çok güzel diyor anneme bunlar organları ve kan dolaşımı diyor. Kalbimin sesini dinletiyor anneme gümbür gümbür o kadar gürültülü annem mutluluktan deliye dönüyor. Gözde teyzemde en az annem kadar şaşkın. O da ne beni gösteriyor hemde siyah beyaz değilim. Bu 4 boyutlu detaylı ultrasonmuş. Annem anlamadı ama Tuba teyzem doktorunuzun cihazı çok iyiymiş dedi.

Minnacığım ama göz çukurlarım belli hatta annemle teyzem herkes onlara gülse de saçlarımın da belirginleşmeye başladığını söylüyorlar. Öylece onlara bakıyorum. Doktor amca akvaryumumdaki su miktarına kadar ölçtüğünü anlatıyor, organlarımı kontrol etmiş kan dolaşımıma bakmış,gelişimi çok iyi diyor benim için , tabii ne zannettin diyorum,annem derin bir oh çekiyor. Son haftalarda kimseye belli etmese de deli oldu çok panik kadın vesselam. Hep bana birşey olacakmış gibi düşünüyor. Çok gülmüyor bile kasıklarına giren sancıdan çekindiği için. Hapşururken bile temkinli.

Beni bayağı uğraştıracak bu kadın hep onu benim sakinleştirmem gerekiyor.

Çok güleceksiniz ama annem yine soru listesi hazırlamış. Doktor amcaya geçen hafta yaptığım yaramazlıkları anlatıyor. Gökmen Amca neden aramadığı için anneme kızıyor. Diyorki hamile kadınları yalnız bırakmamak lazım endişelenirler. Lütfen tekrar böyle birşey yaşarsan çekinmeden ara beni.

Annemin sorularını cevaplıyor bazı sorular cidden çok komik Doktor amca annem üzülmesin diye gülmemeye çalışıyor sanki soruları cevaplarken ama hepsini de sıkılmadan cevaplıyor.

Muayane sırasında babamın gelemediği için üzüldüğünü söylüyor annem doktor amcada o zaman boy boy fotoğraflarını çekelim baksın babası diyor. Gözde teyzemde ilk mini filmimi çekiyor. şimdi deli gibi her gün açıp izliyorlar.

Doktor amca bir sonraki randevuda ikili test yapılacağını babamında kaçırmamak için mutlaka gelmesini istediğini söylüyor. parmaklarım bile oluşacakmış bakarsınız biricik aileme el bile sallarım..

Annem bu gece uzun süre sonra ilk defa rahat bir uyku uyuyacak gibi mutlu..

Odadan çıkıyoruz gülen teyzemde gelmiş hep birlikte akın abiyi görmeye gidiyoruz. babam akına yaklaşamıyor şantiyeden geldim tozluyumdur zarar veririm diyor. Annemin yüreği pır pır ediyor. Bu adam ne iyi bir baba olacak diyor içinden babama gülümsüyor. Onlar birbirlerini pek seviyorlar. Ben doğunca beni de çok sevecekler mutlu mutlu yuvarlanıyorum akvaryumumda.. sonraki buluşmaya son 2 hafta kaldı:) heyecan dorukta..

Bir sonraki randevuya kadar yaşananlar

Bu iki hafta nasıl zor geçti anlatamam. Geçen kontrolde doktor amcanın yazdığı iğneleri vurdurduk. Son iğneyi baban pek vurdurma taraftarı değildi. Yan etkileri biraz korkutuyor insanı. (Yan etkileri neymiş diye sorarsanız okuyan arkadaşlar, prospektüsünde vücutta ur oluşturabilir diyor

Çünkü son 2 haftadır bir daha hiç leke görmedik. teyzen biliyorsun gıda mühendisi bugün bu endişelerimizden bahsettim ona, her gün yediğin onca üründeki aspartamın verdiği kadar bir risk yoktur eminim o iğnelerde dedi. Bu öneri üzerine iğne daha sevimli göründü gözümüze ve babanla gizli bir anlaşma yapmış gibi eve kola almamaya başladık:)

Biliyorsun bana hiç zorluk çıkarmıyorsun aslında çok akıllı bir bebeksin. Çoğu annenin yaşadığı yoğun mide bulantılarını da yaşatmadın, başım dönmedi sadece halsizlik var yoğun bir şekilde ancak 22.08 de midem ağzımda gezdim tüm gün..

İş yerinde daha fazla duramaz oldum. Ve bir saat kadar erken çıktım. Sonraki iki günü mide bulantısına ne iyi gelir onu yemeliyim diye geçirdim. Yeşil elma oldukça işe yaradı. Birçok annede bu süreçte işe yarayan krakerler benim sadece midemi yakmakla kaldı.

Ve sade (salçasız) bol nane ve limonlu, tavuk sulu şehriye çorbası sonraki 2 günü bu çorba ile geçirdim.
Bütün hafta yoğun halsizlik dışında başka bir sıkıntım olmadı. 29.08 de tam yatağa yatmak üzere ayaklanınca yine ama bu sefer çok yoğun bir mide bulantısı hissettim. Bu sefer geçen seferki geçiştirilebilecek bir şey değildi ve beni biraz korkuttun. Sabaha kadar uyutmadın diyebilirim.
Baban biraz endişelendi ama ertesi gün işe gideceği için ona çok çaktırmadım durumumu.. iyiyim uyku tutmadı dedim ara ara seslere uyansada onu ikna edip yatağa gönderdim.

31.08 akşamı ise ilginç bir baş ağrısı yaşadım. Kitaplara göre bu ağrı kanın sıvılaşarak hacminin artması ve progesteron hormonu ile damarlara baskı yapması imiş. Üzülme ama hayatımda böyle bir baş ağrısı ile karşılaşmadığımı söylemek zorundayım.

Sana zarar vermemek için ilaç içmedim. Doktor amcanı da aramadım (sonrasında bana bayağı kızdı aramadığım için) ılık bir duş aldım. Başımı nineler gibi sardım bu işe yarıyor dediler. ama bana mısın demedi?

Ağrıdan ağlarken sızmışım ve sabah olmuş:) Yani topu topu beni çok zorladığın 8 haftada sadece 2 gün oldu. Haydi randevu günümüz gelsin artık..

Baş ağrısı için bulduğum çözümleri de sizinle paylaşayım.. Bu haftalarda yaşanan sıkıntılar için sizlere de önerebilirim;

1. Numara ve favorim migren bantları.. psikolojik mi bilemiyorum ama bana çok iyi geldi. https://www.joker.com.tr/urun/stopever-migren-bandi-232

2. numara nane yağı, başınız ağrıdığında burnunuzun ucuna ve şakaklarınıza biraz sürmeniz öneriliyor.

Her ne kadar doktorum baş ağrısı için uygun bir ağrı kesici önerip kullanmamda sakınca olmadığını söylese de ben bu yukarıdaki 2 ürünle sorunumu çözdüm. Deneyen hamile arkadaşlarımda memnun kaldılar.


18.08.2014 İkinci randevu :) (7. hafta)

Cumartesi günü bir damla sütlü kahve leke ile uyandım. Hemen hastaneyi aradım bir ihtimal pazartesiye kadar bekleme gel der diye:) Seni ne kadar sık görsek , daha sık görmek istiyoruz.

Ama doktorumun, panik olma sakin ol, çık dışarı hava al, başka şeyler yap öğüdü ile bende kendimi dışarı attım. Doktoruma böyle endişe duyduğumda ulaşabilmek çok önemli. Doktor seçimi sırasında böyle bir opsiyon aklımdan geçmemişti. Ama siz siz olun sizi önemseyen rahatlıkla ulaşıp sorularınızı sorabileceğiniz bir doktor tercih edin. Bu ilk zamanlar bence hamilelik serüvenin en paranoyak zamanları. O bir ay önce acaba istiyormuyum , hazırmıyım diye düşündüğünüz bebeğinizi kaybedebilme ihtimali çok zor bir duyguymuş.
 
Pazartesi randevu saatini heyecanlı babanla birlikte iple çektik. Bu bir kontrol randevusuydu yani kısa bir randevuydu.. Gökmen bey biraz erken geldiğimizi acele ettiğimizi söyledi. 6 haftanın son günlerindeyiz dolayısı ile bu kadar erken bir gelişme göremeyeceğimizi söyledi. Tam ben suratımı asmıştım ki gel yine de bir kontrol edelim dedi:)

Önce karından ultrasonu denedi. Ancak  bu aşamada kese dışında bir şey göremedik. Tabii içimden bir ses aman allahım lanet olsun boş gebelik mi yoksa neredesin pıtırcık demeye başladı. Lütfen Allahım lütfen pıtırcık orada olsun diye söylendiğimi kimse duymadı sanıyorum.

Gökmen anlamış olmalı ki burada görünmemesi normal birde vajinal kontrol yapalım dedi. Ama kalp atışını duyamayabiliriz sakin ol, duyamazsak korkma daha çok küçük dedi.

Muayeneye başladık.. Nefesimi tuttum tek bir kelimesini bekliyorum. Orada ol lütfen orada ol hadi ama lütfen.. Ve gökmen bey konuşmaya başladı evet bebeğinizi gördük bakın burada. Sesini açalım.. gümbür gümbür gümbür gümbür bir gürültü korktummm gözlerimi kocaman açtım bu gürültü de ne.. bu gürültü kalp atışları dedi gökmen bey.. sadece çok şükür diyebildim gözlerimden yaşlar süzüldü.. ve hemencecik bitti makineyi çok hızlı kapattı ya da bana öyle geldi:). Neden bu kadar hızlı kapattı acaba bir sorun varda anlamayayım diye mi kapattı diye düşündüm. Ama kötü düşüncelerimi paylaşmadım. Eşim benden çok etkileniyor çünkü bu karamsar hallerimden o da çok korkuyor sana bir şey olur diye..

Gökmen bey hiç bir sorun görünmediğini söyledi ancak şöyle bir açıklama yaptı. Halsizliğim had safhada sürekli hasta olmak üzereyim gibi akşamları burnum akmaya başlıyor kırılıyor her yanım.

Bu belirtiler vücudumun senin daha rahat yerleşebilmen için tüm silahlarını kılıçlarını bıraktığı anlamına geliyormuş. Senin tutunmaya çalışırken her kıpırdaman bana o minicik sütlü kahve lekeler gösteriyormuş. Dolayısı ile şu iğnelerden iki tane daha yazdı doktor amcan..

Baban çektiğim acıyı ve korkuyu bildiği için çok gerekli mi diye sordu. Hiç kıyamaz annene:)

Gökmen bey bu  pıtırcığa biraz yardım etmeliyiz böylelikle daha güçlü olacak dedi.

Takvim hesabı ile ultrasondaki gelişim haftan birbirinden farklı ultrason daha ileride gidiyor. Bu konuyu hiç anlamadım. En kısa zamanda sormam lazım diyerek, sorular defterine not aldım.

Randevuya gelirken bir soru listesi hazırladım uzun uzun ve odaya girmeden kaybettim. Hiç soru soramadım. Aklımda sadece iğne ve olası tehlikeler vardı. Bir sonraki randevuya kadar geçmek bilmeyecek zaman:(




Minik kahverengi korkunç leke seni sevmedim (6. hafta)

Bu bir kontrol muayenesiydi. Ama bu hafta bana biraz zor geçti. Geçtiğimiz perşembe günü bir iki damla çok açık kahverengi leke fark ettim. Hemen aklıma en kötüsü geldi. Paniğe kapıldım. Hemen hastaneyi aradım.

Züleyha hanım (Gökmen beyin asistanı ile görüştüm) birkaç dakika içerisinde Gökmen bey aradı. Durumu anlattım. Sakin olmamı panik yapılacak bir durum olmadığını Ancaakkkk.. bu minicik bir leke bile pıtırcığın tutunmada sorun yaşadığını gösterebilir dolayısı ile önlem almamız gerektiğini söyledi.

Ve bir iğne önerdi hemen gidip vurulmam için, iğneyi internetten araştırdığımda erken gebelikte düşük riskine ilişkin yazıların içerisinde buldum kendimi, içten içe seni kaybedebileceğimi düşününce çok korktum pıtırcık.

Bir itiraf annen olmaya hazırlanan bu kadın öyle yılandan böcekten korkmaz ama iğneden pek korkar. İğne vurulacaksın lafını duyduğu hastaneyi hep terk etmiştir. Bu sefer asilik yapamadı tabi tıpış tıpış gidip iğnesini yaptırdı. İğne biraz büyükmüş yaklaşık 40 saniye sanırım enjekte edilmesi sürdü. Sürdükçe bir yanma hissi ve akabinde  yaklaşık 3 gün süren bir bacak ve kalça ağrısını beraberinde getirdi. Tabiri caizse oturamadım kalkamadım. Arabada bile direksiyona otururken koltuğun bana değen kısımlarını kesip atmak geldi içimden ama aynı anda içimden pıtırcık için bu ne ki birçok anne adayı daha ne acılara üzüntülere katlanıyor dedim. Abarttığımı farkettim. Şimdi bu yazıyı okuyup ne zorluklarla bebeğini kucağına alan anneler bana altı üstü bir iğne vurulmuş diyebilir. Sonuna kadar haklılar.

Sürekli internetten yazıları diğer annelerin tecrübelerini okuyorum. Yaşanan olumsuz olaylar beni gerçekten çok etkiliyor. Yakında tüm cihazlarım ve internet bağlantılarıma el konulabilir pıtırcık. Doktorum bile senin dışında başka şeyler düşünmemi istedi. :) Ama senin orada olduğunu öğrendikten sonra seni düşünmemek çok zor.:) Merakla bir sonraki karşılaşmamızı bekliyorum

İlk Doktor Randevusu (5. hafta)

Günlerdir forumları okuyor doğum yapan arkadaşlarıma doktorlarını soruyorum. Başlarını ağrıtıyorum. Çok şükür çok güzel dostlar biriktirmişiz, hiç sıkılmıyorlar sorularımdan:) Doktorum da aklımdaki sorularıma yanıt versin.  Donanımlı ve yeni doğan yoğun bakım ünitesi olan bir hastanede çalışsın istiyorum. Ve hastane de evime yakın olsun istiyorum:) Çok şey mi istiyorum.

Evet hayatımın hiç bir döneminde çok rahat bir insan değildim ama bu kadar gerildiğimi ve kendimi pimpirikli hissettiğimi hatırlamıyorum.

Hastane olarak Medical Park Göztepe hastanesinde şu an için karar kıldım. Henüz bu konuda çok tecrübesizim o yüzden yukarıdaki seçenekleri olan bir hastane olsun istedim. Ancak karar verdiğim doktor için muayene zamanı bulamadım. O sırada Dr.Gökmen İyigün'ün bir randevusunun boşaldığını söylediler. Hemen tamam dedim. Sonrasında gökmen bey hakkındaki yorumları okuduğumda çok iyi bir tesadüfle doğru bir karar verdiğimi anladım. Kendisi sakin, hastalarının sorularını yanıtlayan ve konusunda uzman bir doktormuş. Ayrıca inşallah ihtiyaç olmaz ama riskli gebelikler konusunda da uzmanmış.

09.08.2014 tarihine aldım ilk randevumuzu, eşim ile birlikte gittik şaşkın şaşkın oturduk. Buyrun dedi Gökmen bey biraz sohbet ettikten sonra sorununuz neydi dedi. Bizde elimizdeki tahlil sonuçlarına göre sanırız anne baba oluyoruz. Bebeğimize bakmanız için geldik dedik. Daha önce iş yerime yakın olduğu için gittiğim hastanedeki doktorun çok duygusuzca cevap verdiğini muayene bile etmediğini anlattık.

İlk doktor yüzünden içimde hep kötü bir his kaldı hala da devam ediyor. Sanki kötü birşey olacakmış gibi hissediyorum ama böyle düşünmemek lazım. Hep iyi şeyler düşünmeli.

Gökmen bey tamamdır gelin ilk önce bebeğinize bakalım sonra söz duygu katarak konuşacağım dedi :)

Ultrasonda görülen hafta hesabı takvim hesabımızla ile aynıydı. 4 +6 yani 4 hafta 6 günlük. buda 5. haftayı tamamlamış olduğumuzu gösteriyor. Gökmen bey bizim anlattıklarımıza ve önceki doktorun tavrından dolayı dış gebelikten şüphelenmiş ilk aşamada (halbuki doktor hiç kontrol bile etmedi nasıl anlayabilirki) o yüzden hemen kontrol etmek istemiş. Kontrole başladıktan sonra işte kese burada dedi.  Çok şükür sorun yok dış gebelikte yok çok sağlıklı görünüyor dedi. 10 gün sonra tekrar gelmemizi ve geldiğimizde kalp atışlarını duyabileceğimizi söyledi. Folik asite başlayıp başlamadığımı sordu, 2 aydır kullandığımı belirttim devam etmemin yeterli olduğunu başka herhangi bir ilaç kullanmamı söyledi. Multivitamin kullanmalımıyım diye sordum. Multivitamin, omega 3 gibi hiç bir ilacı ilk 3 ay kullanmamamı bunların sadece midemi bulandıracağını belirtti.

Bu arada belirtiler demişken 4. hafta regli sancısı gibi kesik kesik kasık ağrılarım oldu. Midem de bana biraz problem çıkarttı. Yerken bir sorun olmasa da sonrasında mide yanmalarım beni rahatsız etmeye başladı. Birde karnım kocaman ve gergin gaz dolu olduğundan şüpheleniyorum okuduğum kitaplarda bu belirtileri doğruluyor. Ayrıca bebeğinizi beklerken sizi ne bekler kitabında bahsetttiği gibi hamile kaldığınızda ilk büyüyen yeriniz karnınız olmayacak diyor. Tahmin edin neresi olacak diye soruyor. Cevap ; göğüsleriniz, göğüslerinizin içerisinde bu haftalarda bir süt fabrikası inşaatı başlamış bulunmakta. Bu da daha dolgun ve hassas göğüslere sahip olmanıza sebep olur.
 
Evet, hamile kaldığımı anlar anlamaz. İlk doktorda böyle beni korkutunca bir çok kitap aldım.
 
Aldığım kitaplardan bazıları;
 
 
 

Pıtırcığa 3 kala ; Acemilere Ön Kılavuz

Bu süreçte yeni tanışacağınız bir çok terim olacak. Belki bir çoğunu daha önce duydunuz hatta gördüğünüz derslerde öğrendiniz ama pratikte uygulamalar biraz farklı gelebilir.

Öncelikle  bilmeniz gereken eğer sizde bir pıtırcığınız olsun istiyorsanız herşey filmlerdeki gibi gelişmeyebilir.  Bu yazdıklarıma bir çok kadın katılamayabilir ama dediğim gibi ben biraz garanticiyim sanıyorum. ya da kendimce kendimi güvenli limana çektiğimi sanmak hoşuma gidiyor. Ama dümende siz yoksunuz:) bu süreçte sadece pıtırcığın gemisindeki miçolarsınız.

1. Eğer bir akıllı telefonunuz var ise bir uygulama yüklemenizi öneririm. Bu gerçekten akılda tutmaktan ya da bir yerlere karalamaktan çok daha faydalı bir yöntem. takvimim diye bir uygulama türkçe olarak işinizi görecektir. Ben en iyisine karar kılana kadar bayağı bir uygulama denedim.

Çünkü gün geldiğinde tüm bu tarihlere ihtiyacınız olabilecek. Birazdan detayları vereceğim.

2. Doktor randevusu; belki bu zamana kadar gitmemiş olabilirsiniz ama hemen bir kadın doğum uzmanı araştırmalarına başlayın ve ilk kontrolünüz için randevunuzu alın.

3. Telefonuza yüklediğiniz uygulamaya (bu aşamada takvimim isimli uygulama işinize yarabilir veya birçok benzer uygulamada mevcut hangisini severseniz) tarihlerinizi girmeye başlayın. ilk girmeniz gereken tarih SAT .. SAT mı oda nesi demeyin Son Adet Tarihinizin ilk günü demek. Eğer hatırlıyorsanız bir önceki ayı hatta daha önceki ayıda takviminize işleyin. Bu sizin aylık döngünüzü takip etmenizi ve yumurtlama sürecini takip etmenizi sağlayacak.

4. Ovulasyon testi Ovulasyon testinin bildiğim kadarıyla iki türü var tükürükten ve idrar yöntemi ile LH seviyesini ölçüyor. Her gün test ile LH seviyenizi kontrol ediyorsunuz. LH seviyesi yükselmeye başladığı zaman test pozitif sonuc veriyor. Pozitif sonuç itibari ile 48 saat içerisinde yumurtanın döllenmeye hazır olduğunu belirtiyor. Ve duyunca çok güldüğüm bir terim "bebek dansı" için hazırsınız anlamına geliyor. Size tavsiyem kendinizi bu tarihe çok da bağlı hissetmeyin sizin için bir görev olmasın sadece bu günlerde ihtimalinizin en yüksek olduğunu bilin.

Bu arada eğer yumurtanız bir sperm hücresi ile döllendi ise, pıtırcığın serüveni başlamış oluyor. Döllenen yumurta , yumurtlama gününden tahmini 5 gün içerisinde yuvarlanarak rahime düşmüş oluyor. 7-8. günde yerleşme kanaması denilen bir kanama olabileceğinden bahsediyor kaynaklar. Bu kanama reglinizden daha koyu ve kesik kesik olabilir ve2-3 gün sürebilir. ya da pembemsi bir akıntı halinde olabilir ya da hiç olmayabilir. Olsa da olmasa da endişelenmeyin normal süreç. Bende yok denecek kadar küçücük bir çok açık pembe bir akıntı oldu.

5. Hamilelik Testleri; Benim gibi biraz deli ve sabırsızsanız kesin bu araştırmaları yapıp birkaç tane edinmişsinizdir. Hamilelik testi de ki tür kanda ve idrardan ölçülüyor. Rahme düşen yumurta tahmini yumurtlamanın 12. gününde HCG hormonu salgılamaya başlıyor bu da tahmini bir sonraki adet tarihi başlangıcınıza denk geliyor. Şöyleki ben adetimden 7 gün önce dayanamayıp kan testi yaptırdığımda değerim sadece(25.07.2014)  1,20  çıkmıştı. Bu değerin en az 5 in üzerinde çıkması gerekiyorki hamilelik şüphesi olsun. Reglime 4 gün kaldığında almış olduğum erken gebelik idrar testinde ise silikte olsa çift çizgiyi görmüş oldum. İdrar testleri genellikle kanda 50 miu/ml  ve üzerini tespit ediyor. Erken gebelik testlerinde ise 10 ve 25 miu/ml  üzerini tespit eden testler mevcut mutlaka eczanenize sorunuz.  Eğer idrar testinde silikte olsa çift çizgi gördüyseniz üretim başlamış demektir:) negatif olma ihtimali yok buna emin olabilirsiniz.

Reglimin 1 gün gecikmesinde (04.08.2014) yapılan kan testinde ise 720 miu/ml  ile beni mutlu eden bir sonuç gördüm. Ancak gittiğim ruhsuz doktor:) şimdi sadece gülüyorum ama beni kapı önünde bırakmıştı. Beni oturmak için odasına bile davet etmeden şu yorumu yaptı. Evet birşey var. 25 gün sonra gelin kontrol edelim. Ben..; bu kadar sürede kontrol etmeniz gerekmiyormu, yapmam gereken birşey yok mu, nelere dikkat etmeliyim . Zaten birşey yapmanıza gerek yok çok küçük. yaşarsa bakarız 25 gün sonra yorumunu yapmıştı.

Elimde sonucumla doktorun kapısında kalakaldım. Sevincim kursağımda kaldı. Acaba bir sorun mu var diye içim içimi yedi. Ama bir sorun olmasını anlaması için bile bir muayene etmesi gerekirken sadece Bhcg değeriyle bunu anlamış olamazdı.
 
Başka bir doktor bulmalı ama bu kim olmalı?


Acaba Zamanı Geldi mi? Haziran 2014 :)

Bu blogu açmaya karar verdim ancak henüz çok az kişi dışında kimse bilmiyor bu sırrımızı..
Aslına bakarsanız yıllardır düşünüyorum ve cesaret edemiyorum. Diyorlarki öyle bir gün gelecek ve karar vereceksin. Başka bir endişen olmayacak. Eğer içinde biraz da olsa bir endişe var ise henüz doğru gün gelmemiş veya hazır değilsin.

Bizim hikayemizde tam olarak böyle olmadı.:)

Biz mutlu bir aileyiz. Eşim ve Ben 1998 yılında tanıştık ve arkadaş olduk, 2001 yılında dostluğumuzun altında yatan çekimi itiraf ettik ve birlikte olmaya başladık. 2008 yılında nişanlandık ve 2010 yılında evlendik. Ve yıl 2014...... :)

Daha sonra bu zamana kadar olan düşüncelerimiz ve yaşadıklarımızla ilgili belki ayrıca bir yazı yazarım.


Blogu yayına aldığım tarihte siz de bu yazıları geriye dönük bir bir okumaya başlayacaksınız.

Evet itiraf etmek gerekirse henüz kimseye söylemedik ama biz geçen ay ailemizi büyütmeye ve ay anne baba olmaya karar verdik. o minik yavru mutluluğumuza mutluluk huzurumuza huzur katsın istiyoruz.

Zaman zaman özellikle yanlız kaldığımda acaba doğru bir karar mı, erken mi, geç mi, ne yaparız, nasıl olur diye kara kara düşündüğümü itiraf ediyorum:)

Biz kararımızı verdiğimizde bu konuda aslında ne kadar da bilgisiz olduğumu da farkettim. Araştırmalar başladı. Keşke bazı insanlar gibi herşeyi oluruna bırakmayı öğrenebilsem. Mutlaka attığım adımın altında ne var bilmem gerekiyor. Doğrumu yapıyorum önerirmiyim bilmiyorum. Ama ben böyleyim:)