11 Aralık 2014 Perşembe

18.08.2014 İkinci randevu :) (7. hafta)

Cumartesi günü bir damla sütlü kahve leke ile uyandım. Hemen hastaneyi aradım bir ihtimal pazartesiye kadar bekleme gel der diye:) Seni ne kadar sık görsek , daha sık görmek istiyoruz.

Ama doktorumun, panik olma sakin ol, çık dışarı hava al, başka şeyler yap öğüdü ile bende kendimi dışarı attım. Doktoruma böyle endişe duyduğumda ulaşabilmek çok önemli. Doktor seçimi sırasında böyle bir opsiyon aklımdan geçmemişti. Ama siz siz olun sizi önemseyen rahatlıkla ulaşıp sorularınızı sorabileceğiniz bir doktor tercih edin. Bu ilk zamanlar bence hamilelik serüvenin en paranoyak zamanları. O bir ay önce acaba istiyormuyum , hazırmıyım diye düşündüğünüz bebeğinizi kaybedebilme ihtimali çok zor bir duyguymuş.
 
Pazartesi randevu saatini heyecanlı babanla birlikte iple çektik. Bu bir kontrol randevusuydu yani kısa bir randevuydu.. Gökmen bey biraz erken geldiğimizi acele ettiğimizi söyledi. 6 haftanın son günlerindeyiz dolayısı ile bu kadar erken bir gelişme göremeyeceğimizi söyledi. Tam ben suratımı asmıştım ki gel yine de bir kontrol edelim dedi:)

Önce karından ultrasonu denedi. Ancak  bu aşamada kese dışında bir şey göremedik. Tabii içimden bir ses aman allahım lanet olsun boş gebelik mi yoksa neredesin pıtırcık demeye başladı. Lütfen Allahım lütfen pıtırcık orada olsun diye söylendiğimi kimse duymadı sanıyorum.

Gökmen anlamış olmalı ki burada görünmemesi normal birde vajinal kontrol yapalım dedi. Ama kalp atışını duyamayabiliriz sakin ol, duyamazsak korkma daha çok küçük dedi.

Muayeneye başladık.. Nefesimi tuttum tek bir kelimesini bekliyorum. Orada ol lütfen orada ol hadi ama lütfen.. Ve gökmen bey konuşmaya başladı evet bebeğinizi gördük bakın burada. Sesini açalım.. gümbür gümbür gümbür gümbür bir gürültü korktummm gözlerimi kocaman açtım bu gürültü de ne.. bu gürültü kalp atışları dedi gökmen bey.. sadece çok şükür diyebildim gözlerimden yaşlar süzüldü.. ve hemencecik bitti makineyi çok hızlı kapattı ya da bana öyle geldi:). Neden bu kadar hızlı kapattı acaba bir sorun varda anlamayayım diye mi kapattı diye düşündüm. Ama kötü düşüncelerimi paylaşmadım. Eşim benden çok etkileniyor çünkü bu karamsar hallerimden o da çok korkuyor sana bir şey olur diye..

Gökmen bey hiç bir sorun görünmediğini söyledi ancak şöyle bir açıklama yaptı. Halsizliğim had safhada sürekli hasta olmak üzereyim gibi akşamları burnum akmaya başlıyor kırılıyor her yanım.

Bu belirtiler vücudumun senin daha rahat yerleşebilmen için tüm silahlarını kılıçlarını bıraktığı anlamına geliyormuş. Senin tutunmaya çalışırken her kıpırdaman bana o minicik sütlü kahve lekeler gösteriyormuş. Dolayısı ile şu iğnelerden iki tane daha yazdı doktor amcan..

Baban çektiğim acıyı ve korkuyu bildiği için çok gerekli mi diye sordu. Hiç kıyamaz annene:)

Gökmen bey bu  pıtırcığa biraz yardım etmeliyiz böylelikle daha güçlü olacak dedi.

Takvim hesabı ile ultrasondaki gelişim haftan birbirinden farklı ultrason daha ileride gidiyor. Bu konuyu hiç anlamadım. En kısa zamanda sormam lazım diyerek, sorular defterine not aldım.

Randevuya gelirken bir soru listesi hazırladım uzun uzun ve odaya girmeden kaybettim. Hiç soru soramadım. Aklımda sadece iğne ve olası tehlikeler vardı. Bir sonraki randevuya kadar geçmek bilmeyecek zaman:(




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder